Hangi kanserler giderek genç yaşlarda görülüyor? Nasıl önlem alırız?

KANSER TANILARI GİDEREK GENÇ YAŞLARA İNİYOR.

BUNLAR HANGİ KANSER TÜRLERİ?

NASIL ÖNLEM ALMALIYIZ?

Erken yaşta kanser kavramı genel olarak 50 yaş öncesi kanserler olarak tanımlanır. 1990-2019 arasındaki artış oranı yüzde 80’dir.  Çoğu mide barsak kanserleridir ve şişmanlıkla ilişkilendirilir. Vücudun harcadığından daha fazla kalori tüketmesi şişmanlıktır. Kişinin boy uzunluğunun kilogram cinsinden ağırlığına olan oranının yani vücut kitle indeksinin 25 ve üzeri olması kilolu, 30 ve üzeri olması ise şişman ya da obes olması durumudur. Örneğin ağırlığınız 70 kg ve boyunuz 1.5 metre (karesi 1.5 X 1.5 = 2.25) ise vücut kitle indeksiniz (70 ¸ 2.25 = 31) yani obes tanımına giriyorsunuz demektir. Kanserlerin çoğunda sağlıksız diyet, aşırı kilo ve hareketsizlik suçlanan faktörlerdir.

HANGİ KANSER TİPLERİ DAHA ÇOK GENÇ ERKEK VE KADINLARDA GÖRÜLMEYE BAŞLANMIŞTIR?

MEME kanseri en sık kadın kanseridir ve tipik olarak ileri yaşlarda görülür. Çoğu zaman sert ve ağrısız bir kitle (şişlik) şeklinde ele gelirse de bazen hassas, ağrılı ve yumuşak kıvamda da olabilir. Meme cildinde kalınlaşma, meme ucu ve meme görüntüsünde şekil değiştirme, meme ucundan sıvı salgısı diğer bulgulardandır. Kadınların daha once olmayan bir kitleyi hissetmesi ve/veya aynada önceden olmayan bir şekil değiştirme, hekim muayenesini gerektirir.

TİROİD kanserinde boyunda şişlik, kitle, yutkunma / soluk alma güçlüğü, ses değişikliği olur.

TESTİS kanseri benzer şekilde yine ele gelen kitle ile ortaya çıkar.

KALIN BARSAK / REKTUM (son barsak) kanseri kanlı ya da siyah dışkılama, günlük dışkılama sayısında değişme, karın ağrısı, iştahsızlık, kilo kaybı ile görülür. Kolonoskopi, laboratuarda dışkı incelemesi (gizli kan), bazı tumor belirteçlerinin kan örneğinde ölçülmesi erken tanıda yardımcıdır. 

 

Özellikle ciltteki mevcut kahverengi ya da siyah benlerin büyümesi, sınırlarının düzensizleşmesi, şekil, renk ve yapı değiştirmesi MELANOMA şüphesini akla getirmelidir.

Kadın kanserleri arasında özellikle ergenlik ve erken 20’li yaşlarda çoklu parnerle cinsel ilişkiye başlayan genç kadınlarda RAHİM AĞZI – SERVİKS kanseri görülme yaşı da otuzlu yaşlara inmiştir. Serviks kanseri çok yavaş gelişen, bir tarama testi olan Pap smear ve/veya HPV DNA test sonuçlarıyla daha kanser oluşmadan çok önce yakalanabilen ve 12 yaşından (hatta 9 yaş) itibaren yapılabilecek HPV aşılarıyla önlenebilen bir kadın kanseridir. Tarama testleri yapılmamış ve kanser geliştikten sonra kansere yakalanmış kadınlarda en sık başvuru nedeni anormal adet dışı vajinal kanamadır. 

 

Lenf düğümlerinde büyüme, boyun, koltuk altı ve kasıkta ele gelen kitle, kilo kaybı, yüksek ateş, terleme, yorgunluk LENFOMA’yı düşündürmelidir.

 

YUMURTALIK (OVER) kanserleri tipik olarak geç yaşlarda ortaya çıkan ve erken tanının ancak her kadının en az yılda bir kez jinekoloğa muayene olması ile tesadüfen konulabildiği bir kanser türüdür. Üzücüdür ki şimdiye kadar bahsedilen tüm kanserlerin aksine yumurtalık kanserlerinin aralıklı olarak muayene ve ultrason dışında bir erken tanı yöntemi yoktur.  

BEYİN VE OMURİLİK tümörleri, baş ağrısı, bulantı, kusma, bulanık/çift görme, baş dönmesi, titreme/kasılma, yürümede ve cisimleri tutmada güçlük gibi yakınmalarla ortaya çıkar. 

 

KANSERLER NEDEN DAHA ERKEN YAŞLARDA GÖRÜLMEYE BAŞLANDI?

Yaşam tarzı ile bağlantılı risk faktörleri, sigara ve alkol tüketimi, şişmanlık, yeterli fiziksel aktivitede bulunmamak görülme sıklığının artışı ile bağlantılı olabilir. Güncel yaşam şartlarına parallel olarak hazır yemek diyetleri (fast food), işlenmiş gıdalar – işlenmiş et ürünleri ve yüksek miktarda şeker tüketimleri başta meme ve kalın barsak / rektum kanser risklerini artırırlar.

Hava kirliliği, sanayi tesisleri ve evlerde gündelik kullanımdaki tüm temizlik ürünleri kanser riskini artırıyor olabilir. Havada asılı kalan benzene partikülleri akciğer kanseri ve lösemi artışıyla bağlantılıdır. Meyve ve sebzeleri zararlılardan koruyan herbisid ve pestisidlerin bizzat kendileri kanserojendir, lenfoma ve prostat kanseri risklerini artırır. Sanayi, inşaat ve ziraat sektörlerinde maruz kalınan asbest ve formaldehidler de karsinojenlerdir.

Obesite ve hareketsizlik meme, kalın barsak ve  endometrium (rahim içi tabakası) kanserleri için risk faktörleridir. Sigara akciğer, boğaz ve mesane, alkol karaciğer, meme ve diğer kanserleri artırır.

Anne ve babadan gelen genlerdeki yapısal sapmaların (mutasyon) kanser gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir. Ailelerin çocuklarına bırakacakları en iyi miras, temiz bir genetik yapıya dayalı soy geçmiş yani kansersiz bir aile öyküsüdür.

TARAMA TESTLERİ

Global olarak meme kanseri taraması için mamografiye 40, kalın barsak kanseri taraması için kolonoskopiye 45 yaşında başlıyoruz. 

50 yaşlarından itibaren vücudda hücre yıkımının başladığına şahit oluyoruz. Takibeden on yıllarda da kanserler artmaya başlıyor. Genel olarak bir kanser tanısının konulduğu ortalama yaş 66’dır.   

Meme kanserini ele alacak olursak genç yaşlarda daha hızlı yayılır yani daha “azgın”dır. Genetik mutasyonlar genç yaştaki meme kanserlerinde daha sık görülür. BRCA 1 / BRCA 2 gen mutasyonları, meme ve yumurtalık kanseri gelişimi için en önemli kalıtsal risk faktörleridir. Ailede birden fazla bireyde özellikle genç yaşlarda meme ve veya yumurtalık kanseri bulunması BRCA mutasyonu olabileceğini düşündürmelidir. BRCA mutasyonu taşıyanlarda meme ve yumurtalık kanseri olma riski diğer kadınlara göre daha yüksektir. BRCA1 taşıyıcılarında 70 yaşına geldiklerinde meme kanseri riski 65%, over kanseri riski 39% dir. Erken yaşlarda koruyucu cerrahi yani meme ve yumurtalık çıkarılması işlemleri. kanser gelişme riskini azaltır.

Genç yaştaki hızlı gelişen ve ilerleyen kanser tiplerinden diğeri de kalın barsak / rektum (son barsak) kanserleridir. Aile öyküsü bu kanser türü için de görülme riskini artıran bir faktördür (Lynch sendromu). O halde aile öyküsünde barsak kanseri ya da polipler varsa  diğer aile bireylerine kanser tanısının konulduğu yaştan 10-15 yıl once kolonoskopi taramasına başlanması düşünülebilir. Örneğin birinci derece akrabasında kanser tanısı 45 yaşında konulmuşsa diğer aile bireylerinde kolonoskopiye 30 yaşında başlanması düşünülebilir. Meme kanseri için de anne ya da kız kardeşte meme kanseri tanısının konulduğu yaş kaç ise diğer birinci derece akraba aile bireylerine mamografi taramasının 10 yıl öncesinden başlanması uygun olacaktır.

Özetle, genetik yatkınlık olsa da olmasa da aile öyküsünün pozitif olması (özellikle meme, barsak, yumurtalık kanserleri) diğer aile bireylerine daha dikkatli ve kapsamlı bir tarama program uygulamasını gerektirecektir. 

 

ÜREME İLE İLGİLİ HANGİ ÖZELLİKLER ERKEN YAŞTA KANSER İLE BAĞLANTILI OLABİLİR?

 

Doğurmayı ileri yaşlara ertelemek ve veya çocuk yapmamak ya da gebe kalamamak yani infertilite hormon düzeylerinin farklılaşmasına ve kanser risk artışına yol açabilir. Örneğin geç yaşta doğum yapmak (ilk doğumunu 30 yaştan sonra yapan kadınlarda daha genç doğuranlara göre) meme kanseri riski yükselir.

Erken yaşlarda adet görmeye başlayan, aynı zamanda geç menopoza giren kadınlarda meme kanseri olasılığı artarken yumurtlamanın olmadığı gecikmeli adet görenlerde (her ay değil 2-3 ayda bir adet görenler), geç adet görmeye başlayıp erken menopoza girenlerde meme kanseri riski azalır. İnfertilite, özellikle polikistik over sendromu tanısı almış yumurtlama sorunu olan düzensiz adet gören kadınlar endometrium kanserine (rahim boşluğunu örten tabaka) daha yatkındırlar.

Doğum kontrol haplarının ve veya menopoz sonrası hormon tedavilerinin yanlış kişilere ya da yanlış doz ve sürelerde verilmesi konuyla bağlantılı olabilir. Çok erken yaşlarda başlanıp çok uzun seneler boyunca doğum kontrol hapı kullanılması meme kanseri riskini çok küçük oranda da olsa artırırken over (yumurtalık) ve endometrium (rahiç içi tabakası) kanseri risklerini azaltır. Menopoz sonrası kadınların aldıkları hormon tedavilerinin geç yaşlarda, yanlış kombinasyonda, yanlış hastalara ve çok uzun seneler boyunca verilmesi süreç içinde çok az oranda da olsa (on binde fazladan 6 kanser olgusu) meme kanserini artırabilir.

 

ERKEN YAŞ KANSERLERİNDE ÜREME YETİSİNİN KORUNMASI

 

Gerek kadın gerekse erkek kanserlerinin erken yaşta saptanması durumunda üreme yetisini sınırlayacak tıbbi / cerrahi / radyoterapi öncesi yumurta ve sperm hücrelerinin dondurularak saklanması dikkate alınması gereken bir konudur. Türk yasaları üremenin korunmasına yönelik birey haklarına saygılıdır. Diğer bir konu, kanser tedavilerinin genç kadınları erken menopoza sokma durumudur. Yumurtalık dondurma ve saklama süreçleri yumurta ve sperm dondurmaya kıyasla daha tartışmalı ve karmaşıktır.

 

TARAMA TESTLERİ ERKEN YAŞTA ERKEN EVREDE KANSER TANISINA YARDIM EDEBİLİR.

 

Kanser türü ne olursa olsun, erken evrede tanı koymak daima tedavi başarısını yükseltir. Gerek meme gerekse kalın barsak kanserlerinde şikayetler başladıktan ve muayenede bulgular belirdikten sonra tanı koymak geç tanı nedeniyle tedavi başarısını sınırlandırır. Oysa tarama testleriyle (mamografi ya da kolonoskopi gibi) erken tanı durumunda tam iyileşme olasılığı yüksektir.

YENİ TEKNOLOJİLER VE KANSER TANISI

Görüntüleme sonuçlarını ve hasta öyküsündeki klinik bilgileri birleştiren programlarla (insan gözünün atlayabileceği görüntüleri ve ulaşılamamış bilimsel verileri yorumlayarak) tanı ve tedavi planını yapay zeka ile yapmak erken tanı ve doğru tedavi açılarından avantaj sağlar.

Bireysel genetik özelliklere gore tedavi planını her hasta için ayrı ayrı oluşturmak teknolojinin tedaviye diğer bir katkısıdır. Böylece normal hücrelere zarar vermeden sadece kanserli hücrelere hedeflenen akıllı tedaviler özellikle genç hastalarda avantaj sağlar.

Giysilere monte edilen ve sağlık sorunlarını gerçek zamanlı olarak takibe imkan sağlayan giyilebilir tıbbi düzeneklerle hem erken kanser tanısı hem de tedaviye yanıt hızlı ve güvenilir şekilde başarılabilir.

Sonuç olarak sağlıklı bir yaşam tarzı çocukluktan başlayıp ileri erişkinlik yaşları boyunca bizi kanser, kalp damar hastalıkları ve benzeri kronik hastalıklardan korur. İnsanın kendisine yapabileceği en büyük yatırım sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesidir. Soy geçmişte hastalıklara yatkınlık, genetik mutasyon öyküsü varsa erken yaşta tıbbi tarama testlerine başlamak hayat kurtarıcıdır.