Soru/Cevap

DİKKAT! BİLGİ ÇAĞINDAYIZ. İNTERNET BİLGİYE ULAŞMAK İÇİN ÇOK YARARLI BİR ARAÇ. ANCAK BİLGİ KİRLİLİĞİ DE ÇOK FAZLA. ÖZELLİKLE TİCARİ AMAÇLI SİTELERDEN EDİNDİĞİNİZ BİLGİLER SAKINCALI BİLE OLABİLİR.

YARARLI OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNEREK HASTALARIMDAN GELEN SORULARI VE YANITLARI SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.

 

  • YENİ DOĞAN KIZIMIN ALTINI DEĞİŞTİRİRKEN PEMBE – KIRMIZI AKINTI GÖRDÜM. DEHŞET İÇİNDEYİM. İLK BEBEĞİM. ACABA BEN Mİ YANLIŞ BİR ŞEY YAPTIM? BEBEK NASIL KANAYABİLİR? ALTINI BAĞLARKEN İSTEMEDEN ZARAR MI VERDİM. KANSER Mİ DEMEK? KIZLIK ZARI MI BOZULDU?
    Bunların hiç birisi değil. Rahat olun. Bebek sizin karnınızdayken, uzun süre östrojen hormonuna maruz kalıyor. Gebelikte doğal olarak artan hormonlar doğumla birlikte aniden ortadan kalkınca benzer kanamalar olabilir. Hatta aynı nedenle meme tomurcukları da doğumda belirgin olabilir. Bunların hepsi doğal ve beklenen durumlardır. Paniklemeye gerek yok.

 

  • BEŞ YAŞINDAKİ KIZIM SON GÜNLERDE SIK SIK ELİNİ KİLOTUNUN İÇİNE SOKARAK ORASINI KAŞIYOR. BAKTIĞIMDA ALTI KIPKIRMIZIYDI. MİKROP KAPMIŞ OLABİLİR Mİ? ORAYA EVDE BULDUĞUM BİR KREMİ SÜRDÜM AMA FAYDA ETMEDİ. ÇOK KORKUYORUM..
    Endişe etmekte haklısınız. Anlattıklarınız bir sorun olduğunu düşündürüyor. Pek çok nedeni olabilir? Yeni aldığınız bir kilotun dokusundaki sentetik kumaşa veya çamaşırda kullandığınız yeni bir deterjanın iyi durulanmamasına tepki olarak allerji ya da ciltte tahriş gelişmiş olabilir. Evdeki birisinin havlu ya da çarşafından mantar bulaşmış olması da olası.. Kakasını yaptığı arka kısımda kıl kurdu gibi bir barsak paraziti de bulunabilir. Nedenini bulmada bilmediğiniz kremler, sorunu daha da büyütebilir. Arayın, danışın.

 

  • BEŞ YAŞINDAKİ KIZIMIN KİLOTUNDA SON GÜNLERDE SARI İLTİHAPLI, KANLI VE KOKULU AKINTI FARK EDİYORUM. NEDENİ NE OLABİLİR?
    Vajinasına yanlışlıkla yabancı cisim kaçmış olabilir. Kağıt parçaları ya da başka her hangi bir küçük cisim içerde enfeksiyona yol açmıştır. Kızlık zarı incitilmeden yabancı cismin acilen çıkartılması gerekir. Arayın, danışın.

 

  • ON İKİ YAŞINDAKİ KIZIM YENİ ADET GÖRMEYE BAŞLADI. KANAMALAR HER AY OLMUYOR. ARALARI ÇOK UZUYOR. HİÇ AĞRI DA HİSSETMİYOR. BU NORMAL MİDİR?
    Evet. İlk birkaç yıl, beyindeki merkezler henüz olgunlaşmadığı ve yumurtlama başlamadığı için adetler düzensiz ve hiç ağrısız olabilir. Sorun yok. Ancak bu düzensizlikler çok uzun sürerse arayın, danışın. Tek başına salgılanan östrojen hormonu, memelerde ve rahimin içini kaplayan zarda kalınlaşmaya yol açabilir. Genellikle30 günde bir, hatta 45 günü geçmeyen aralıklarla ve ağrılı adet olmaya başladığında sistem doğru çalışmaya başlamış demektir.

 

  • KIZIM ERGENLİK DÖNEMİNE GİRDİ. ADETLERİ DÜZENSİZ, YÜZÜNDE VE VÜCUDUNDA TÜYLENME ARTIŞI VE SİVİLCELENME BAŞLADI. HER ŞEYE AŞIRI TEPKİ VERİYOR, KOLAY SİNİRLENİYOR. CİLDİ YAĞLANDI. HAREKETLERİ ÇOK SAKAR. GÖTÜRDÜĞÜM KADIN HASTALIKLARI UZMANI, POLİKİSTİK OVER OLDUĞUNU SÖYLEYEREK BİZİ KORKUTTU. İLERDE KALP HASTALIĞI, ŞEKER GELİŞECEĞİ SÖYLENDİ. İÇİNDE METFORMİN BULUNAN BİR HAP VERDİ VE SIK SIK KONTROLA GİTMEMİZ GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ. DEHŞET İÇİNDEYİM. NE YAPMALIYIM?
    Bu yaşlardaki kız çocuklarında bu anlattıklarınızın tamamı, normal bir geçiş dönemi olarak kabul edilmelidir. Polikistik over kavramı ülkemizde yanlış kullanılıyor. Ergenlik döneminde beyindeki merkezler olgunlaşana kadar adet düzensizliği, cilt yağlanması, sivilcelenme ve tüylenme az ya da çok tüm ergenlerde olur. Ultrason ile yumurtalıklarına bakıldığında henüz yumurtlama işlevi başlamadığı için çok sayıda normal yumurta hücreleri görülmesi doğaldır. Bu görüntüye bakarak polikistik over demek tıbbi bir hatadır. Metformin, şeker hastalarına verilen bir insülin duyarlılaştırıcıdır. Metabolik hastalık tedavisi için verilir. Ayrıntılı hormonal inceleme yapılmadan, şeker, insülin, kan yağları, şeker yükleme testleri yapılmadan verilmesi gereksiz olduğu kadar zararlıdır da.. Kesinlikle paniklemenize gerek yok. Düzenli ve dengeli beslenmesinden emin olun, uyku düzeni, spor aktiviteleri, kısaca sağlıklı yaşam koşulları sağlanması yeterlidir. Şişmanlamasını mutlaka önleyin. Daha çok bilgi almak ve endişelerinizi gidermek için arayın, danışın.

 

  • KIZIM 15 YAŞINA GELDİ AMA HALA ADETLERİ BAŞLAMADI. GİTTİĞİMİZ DOKTOR HORMON İLACI VERDİ. BEN KIZIMIN BUNLARI KULLANMASINI İSTEMİYORUM. YANLIŞ MI YAPIYORUM?
    Doğru düşünüyorsunuz. Eğer meme tomurcukları belirginleşmişse hiçbir ilaç kullanmayın. En az 16 yaş tamamlanana kadar adetin kendiliğinden başlamasını bekleyiniz. Arayın, danışın.

 

  • KIZIM 14 YAŞINI TAMAMLADI. KOLTUK ALTINDA VE ALT KISIMDA TÜYLER BELİRDİ AMA HENÜZ GÖĞUS DUVARI DÜMDÜZ, HİÇ BİR MEME BÜYÜMESİ BAŞLAMADI. ENDİŞE EDİYORUM. ARKADAŞLARI ADET GÖRMEYE BİLE BAŞLADILAR. BU BİR SORUN MU?
    Evet. Bu bir sorun. Artık yumurtalıklar östrojen yapmaya başlamalıydı. Meme tomurcukları belirginleşmelilerdi. Adet görmemiş olması değil ama memelerin büyümeye başlamaması beklenirdi. Bir hormon bozuklukluğu durumu var. Arayın, danışın.

 

  • KIZIM 14 YAŞINI TAMAMLADI. VÜCUDUNUN HİÇ BİR KISMINDA TÜYLENME BAŞLAMADI VE GÖĞUS DUVARI DA DÜMDÜZ, HİÇ BİR MEME BÜYÜMESİ DE BAŞLAMADI. ENDİŞE EDİYORUM. ARKADAŞLARINDAN KISA VE ONLAR ADET GÖRMEYE BİLE BAŞLADILAR. BU BİR SORUN MU?
    Evet. Bu bir sorun. Artık hem böbrek üstü bezleri hem de yumurtalıklar hormon yapmaya başlamalılardı. Koltuk altı ve alt kısımlarda tüyler çıkmaya başlamış, meme tomurcukları büyümeye başlamış olmalılardı. Boyun uzaması da beklenirdi. Bir hormon bozuklukluğu durumu var. Gecikmeden arayın ve danışın.

 

  • KIZIM 18 YAŞINDA. ÇOK UZUN BOYLU AMA VÜCUDU KADINSI DEĞİL. MEMELER NEREDEYSE HİÇ YOK. HENÜZ ADETLERİ DE BAŞLAMADI. KENDİSİ HİÇ DERT ETMİYOR HATTA UZUN BOYLU OLMAKTAN DA ÇOK MUTLU. ENDİŞE ETMELİ MİYİM?
    Kesinlikle evet. Sorun var. En kısa zamanda arayın, danışın.

 

  • KIZIM 18 YAŞINDA. ÇOK UZUN BOYLU VE VÜCUDU DA ÇOK KADINSI. MEME GELİŞMESİ TAM. BİRAZ TÜYLENMESİ AZ, HATTA YOK DENECEK KADAR AZ. HENÜZ ADETLERİ BAŞLAMADI. KOMŞULAR ADET GÖRMEDİĞİ İÇİN BOYUNUN UZUN OLDUĞUNU SÖYLÜYORLAR. KENDİSİ DE BEN DE HİÇ DERT ETMİYORUZ HATTA UZUN BOYLU OLMASINDAN DA ÇOK MUTLUYUZ. ADETLERİNİN BAŞLAMASI İÇİN NE ZAMANA KADAR BEKLEYELİM?
    Hiç beklemeyin. Sorun var. En kısa zamanda arayın, danışın.

 

  • İLK ADET KANAMAMI 19 YAŞINDA HORMON İLACI İLE GÖRDÜM. O ZAMANDAN BERİ SADECE İLAÇ ALINCA ADET GÖRÜYORUM. HORMON KULLANMADAN EN UZUN 6 AY BEKLEDİM VE BU SÜREDE KANAMAM HİÇ BAŞLAMADI. ŞU ANDA 25 YAŞINDAYIM VE EVLENMEYİ DÜŞÜNÜYORUM. BEN HAYATIM BOYUNCA HEP İLAÇLA MI ADET GÖRECEĞİM. DAHA ÖNEMLİSİ BENİM ÇOCUĞUM OLUR MU?Yumurtalıklarınız çalışmadığı için ilaçsız adet görmüyorsunuz. Vücudunuz östrojen hormonu üretmiyor. Bu durumda dış görünümünüzün genel olarak kız yapısında olmasına karşın göğüslerinizin gelişmediğini düşünüyorum.  Acilen ayrıntılı bir hormonal değerlendirmeden geçmeniz gerekir. Kanda bazı hormonlara bakılarak sorunun beyindeki merkezlerde mi yoksa yumurtalıklarda mı olduğunun anlaşılması lazım. Sonuçlara göre ancak çocuğunuzun olup olamayacağı söylenebilir. Sorun, yumurtalıklarda değil de beyinden hormon yapılmaması ise tedavi ile gebe kalma şansınız çok yüksek, aksine yumurtalarda ise çok düşüktür.

 

  • Bekar, 35 yaşında, ÇOK YOĞUN ÇALIŞAN VE SIK SEYAHAT EDEN BİR KADINIM. sadece doğum kontrol hapı ya da 21 tabletlik 2 renkli haplarla adet görebiliyorum. ADET OLMADIĞIM İÇİN HİÇ BİR RAHATSIZLIK DUYMUYORUM HATTA BU DURUM BENİM ÇOK İŞİME GELİYOR. HER AY ADET GÖREN ARKADAŞLARIMIN ŞİKAYETLERİNİN HİÇ BİRİSİ BENDE YOK. EN SON ADET KANAMAM YİNE İLAÇLARLA 1 YIL ÖNCEYDİ. SAĞLIĞIM AÇISINDAN BİR SORUN VAR MI?Evet, bu ciddi bir sağlık sorunu..  Vücudunuz östrojen salgılamıyor. Östrojen, sadece adet görmenizi ve gebe kalmanızı sağlayan bir hormon değil, aynı zamanda kalbinizi, damarlarınızı ve kemiklerinizi hastalıklardan koruyan bir hormondur. Mutlaka dışarıdan östrojen hormonu kullanmalısınız. Amaç adet gördürmek değil, sağlığınızı korumaktır. En kısa zamanda arayın, danışın.

 

  • ADET KANAMALARIM 2-3 AYDA BİR OLUYOR. BEKARIM. ADETİM  GECİKİNCE AŞIRI ŞİŞİYORUM. SİNİRLİ OLUYORUM, BAŞIM AĞRIYOR. HER GİTTİĞİM DOKTOR YA DOĞUM KONTROL HAPI YA DA BAŞKA HAPLAR REÇETELEYEREK AYDA BİR ADET GÖRMEMİ SAĞLAMAYA ÇALIŞIYOR. BEN İSE HORMON KULLANMAK İSTEMİYORUM. NE YAPMAM LAZIM? ŞİŞLİKLERE, BAŞ AĞRILARINA RAZI OLSAM, GECİKMELİ ADET GÖRMEM BİR SAĞLIK SORUNU OLUŞTURUR MU?Kadınlarda adetlerin düzenli olmasını sağlayan, yumurtlama fonksiyonudur. Östrojen yani kadınlık hormonu ve projesteron yani yumurtlama hormonunun birlikte salgılanması hem adetleri düzenler, hem de sağlığınızın devamını sağlar. Gecikerek adet görmek, östrojen hormonunuzun salgılandığını ama projesteronun yapılmadığını gösteriyor. Bu durumda öncelikle, neden yumurtlama olmadığının nedenlerinin araştırılması gerekir. Eğer altta yatan sorun bulunabilirse, buna yönelik tedavi, sorunu kökünden çözer ve her ay düzenli adet görmeye başlarsınız. Sorunun kökeni ne olursa olsun, 2-3 ayda bir adet olmanız, bu süre içinde meme dokunuzun ve rahim içi zarın sürekli östrojen bombardmanı  altında kalmasına ve aşırı kalınlaşmasına yol açacaktır. Genetik yakınlığınız da varsa, kansere kadar gidebilecek hastalıklara yakalanma riskiniz vardır. Hiçbir zaman kendi haline bırakmamanız gerekir. En kısa zamanda arayın, danışın.

 

  • DÜZENSİZ ADET GÖRÜYORUM, KİLO FAZLAM VAR, GİDEREK YÜZÜMDE TÜYLENME ARTIŞI FARK EDİYORUM. BU DURUM SAĞLIĞIM İÇİN ÖNEMLİ MİDİR?Evet. Önemli bir sağlık sorunu yaşıyorsunuz. Şikayetlerinizin hepsi birbiriyle bağlantılı. Kan örneğinde hormonlarınıza bakılmalı ve gecikmeden tedavi görmelisiniz. Bu tablo çoğu zaman polikistik over sendromu denilen, tüylenme hormonu ve insülin yüksekliği ile birlikte giden metabolik bir hastalıktır. Gebe kalamama dışında ileriki yaşlarınızda şeker hastalığı, kalp ve damar hastalığı ve kanser geliştirme riskleri taşıyorsunuz.   En kısa zamanda arayın, danışın.

 

  • İKİ YILDIR  ÇOCUĞUMUZ  OLMUYOR.  NE YAPMALIYIZ?Öncelikle altta yatan nedeni ya da nedenleri bulmak gerekir.  Erkekle ilgili tohum düşüklüğü,  kadında hormonal bozukluklar ve tüplerle (kanallar)ile ilgili sorunlar mutlaka incelenmelidir. Eşinizin en az 2 tohum sayımı, adetleriniz düzenli ise beklediğiniz adet kanamasına 1 hafta kala kan hormon incelemeniz ve her ikisi de normalse, rahim ve kanalların ilaçlı filmi yapılmalıdır. Doğru olan, sorun bulunduğunda o noktada durup bulunan sorunu tedavi etmektir.

 

  • ÇOCUĞUMUZ OLMUYOR. GİTTİĞİMİZ DOKTOR, MUAYENE BİLE ETMEDEN ULTRASON YAPTI, ADETİN İLK GÜNLERİNDE BİR KAN TESTİ İSTEYİP SUNİ AŞILAMA VE TÜP BEBEK ÖNERDİ. ÇEVREMDEKİ BENZER SORUNU OLAN DİĞER ÇİFTLERE DE AYNI YÖNTEMLER ÖNERİLMİŞ.  BEN VE EŞİM İSE DOĞAL YOLLARLA GEBE KALMAK İSTİYORUZ. DOĞRU YOL NEDİR?Doğal yolu seçmekte çok haklısınız. Zaten başarı oranı yüksek olan da doğal yoldur. Yeter ki gebe kalmanızı önleyen neden bulunabilsin. Ne ultrason, ne de adetin ilk günlerinde yapılan kan testleri, gebe kalamama nedenlerini gösterir. Bunlar, değerlendirme yapıyormuş gibi görünüp sizi en kısa zamanda tüp bebek tedavisine ikna etmek için hazırlık testleridir. Oysa suni aşılama da, tüp bebek de başarı oranları doğal gebelikle karşılaştırıldığında çok düşük olan yöntemlerdir. Düzgün araştırma ile kısırlık nedeni bulunduğunda tedavi ile kendiliğinden gebe kalma şansınız % 80’lerde iken,  suni aşılama ile %10, tüp bebekle en fazla %25-30 gebelik ve doğum şansınız vardır. Doğal yolla gebe kalma arayışınızdan vazgeçmeyin. Eksiksiz bir inceleme, başarının anahtarıdır.

 

  • Gerçek Olgu örneği  –

    Bn. MS. 32 yaşında, 6 yıllık evli ve çocuksuz. Gebe kalmanızı  engelleyen hiçbir sorununuz yok. Testlerinizin hepsi normal denilerek ardı ardına 5 tane başarısız tüp bebek denemesi var. En sonunda “sizin yumurtalarınız bozuk, oluşan gebelikler anormal olduğu için rahim zarına tutunamıyorlar ve bu nedenle gebelik olmuyor” denilerek yeni bir tüp bebek tedavisi ile oluşacak gebeliklere laboratuarda genetik test yapılarak sadece sağlıklı olan embryoların  rahime transfer edilecekleri söylenmiş.  Çaresiz kalan çift, altıncı tüp bebek denemelerinde toplanan 5 yumurtanın 4 tanesi döllenmiş ve bunların hepsi de genetik testlerinde anormal bulunduğu için hiç birisi rahime transfer edilememiş.  Koydukları tanının böylece doğrulandığı, Bn. MS’nin yumurtalarının sağlıksız olduğu ve sadece başka bir kadının yumurtaları kullanılarak bebek sahibi olabilecekleri söylenmiş.  Çift ilk başvurularında ümitsiz, maddi ve manevi çöküntü içindelerdi.  Durumlarının ümitsizliğinden o kadar emindiler ki sadece bir akrabalarının zorlaması ile onu kırmamak için gelmişlerdi. Çiftin ellerindeki eski testler incelendiğinde aslında sebebe yönelik hiçbir testin yapılmamış olduğu görüldü. Sadece bir muayene ve test isteğinin ardından basit bir troid hormon bozukluğunun aslında çocuksuzluğa yol açtığı ortaya çıktı ve tek bir ilaç tedavisi ile üçüncü tedavi ayında kendiliğinden gebelik oluştu.  Bn. MS’nin şu anda 2 ve 5 yaşlarında 2 tane sağlıklı çocukları var.

    Bu örnek gösteriyor ki, başarının sırrı tüp bebek yaptırmak değil, gebe kalmayı engelleyen nedenin bulunması ve tedavisidir.

 

  • GEÇ EVLENDİM. ŞU ANDA 38 YAŞINDAYIM. GİTTİĞİM DOKTOR SADECE KANDA AMH ÖLÇTÜRMEMİ İSTEDİ. İKİNCİ GİDİŞİMDE TEST SONUCUNUN ÇOK DÜŞÜK OLDUĞUNU YANİ YUMURTALARIMIN NEREDEYSE TÜKENDİĞİNİ, HIZLA TÜP BEBEK YAPTIRMAM GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ. “BİRAZ ŞANSIMIZI DENESEYDİK, BELKİ KENDİLİĞİNDEN GEBELİK OLABİLİR” DEMEME KARŞIN “TREN KAÇMAK ÜZERE” DİYEREK EŞİMİ İKNA ETTİ. ÜÇ YUMURTAM TOPLANDI. İKİSİ DÖLLENDİ AMA RAHİME TRANSFER SONRASI EMBRYOLAR RAHİME YAPIŞAMADI VE SONUÇ BAŞARISIZ OLDU.  BİR AY SONRA TEKRAR DENEMEMİZİ İSTEDİ.Yaşınız kaç olursa olsun, yumurtalarınız tükenmediği sürece, bir diğer deyişle hala adet gördüğünüz sürece gebelik şansınız vardır.  Üreme sisteminde, doğal vücut ortamı ile tüp bebek tedavisiyle yaratılan suni ortam arasında çok önemli farklar vardır. Doğal ortam kadında üremeyi yani gebe kalmayı sağlamak için kurgulanmıştır. Gebelik, her ay yumurtalıktan atılan çok değil, sadece tek bir yumurtanın döllenmesine bağlıdır. Bir kadının yaşı ileri, yumurtaları azalmış bile olsa beyindeki merkezler, olan yumurta hücreleri içinde en sağlıklı, en döllenebilir olanı seçme yetisine sahiptir. Dolayısıyla önce normal yolla gebe kalabilme şansının çifte tanınması gerekir. Bir yandan da olası sorunların hızla araştırılması ve varsa engellerin düzeltilmesi şarttır.  Tüp bebek tedavisinde ise beyindeki merkezlerin en sağlıklı ve döllenebilir tek yumurtayı seçme yeteneği, ilaçlarla devre dışı bırakılmakta, aynı zamanda dışarıdan yüksek dozda hormon yükleyerek gelişigüzel bir grup yumurta hücresinin (sağlıklı ya da sağlıksız seçimi olmaksızın) uyarılarak büyütülmesi  yapay şartlarda sağlanmaktadır. Yaratılan aşırı yüksek hormonal ortam, sadece sağlıksız yumurtaların seçilmiş olması değil, gebeliğin yerleşmesi için gerekli uygun rahim ortamının da sağlanamamasına yol açmaktadır. Bu nedenledir ki, doğal yolla gebelik şansı çok yüksekken, tüp bebekle elde edilecek sağlıklı gebelik olasılığı %25-30’lara düşmektedir.  Yine aynı nedenle elde edilen embryoların rahime transfer edilmeden önceki genetik incelemeleri daha çok anormallik bulunması ile sonuçlanmakta, hatta bazen transfer edilecek sağlıklı embryo bile bulunamamaktadır.

Benzer durum erkek için de geçerlidir. Bazen tohumdaki yapısal (DNA fregmantasyon) ve kromozomal (genetik) bozukluklar da kadın yumurtasının döllenmemesinde ya da sağlıksız embryo oluşumunda pay sahibi olabilir. Doğal ortamda yani vücutta oluşan gebelikte daima en iyi tohum, en sağlıklı yumurtayı dölleyebilir. Doğanın gebelik olması için, daha önemlisi sağlıklı, canlı doğum olabilmesi için kurguladığı mükemmel sistemin bir başka örneğidir bu.. Oysa tüp bebek yöntemlerinden birisi olan “intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu – ICSI” işleminde sağlıklı olup olmadığı bilinmeyen her hangi bir yumurta hücresi içine her hangi bir tohum hücresi, zorla enjekte edilerek yapay döllenme sağlanmaktadır  ve böylece anormal bir yumurtanın yine anormal bir sperm hücresi ile döllendirilmesi olasılığı vardır. Kısaca, biyolojik seçim mekanizmaları ortadan kaldırılmaktadır.

Sonuç olarak, ileri yaşa ve geride kalan yumurta azlığına bakılmaksızın her çifte normal yolla gebe kalması için en az 3-4 aylık bir süre tanınmalı ve bu sürede tüm incelemeler eksiksiz yapılmalı ve gebeliği engelleyen nedenler ortadan kaldırılmalıdır. Eğer hiçbir düzeltilecek neden bulunamaz veya bulunan nedenler düzeltildiği halde gebelik olmaz veya bulunan engeller elimizdeki tedavi olanaklarıyla düzeltilemeyecek kadar şiddetli ise, bir diğer deyişle yapılabilecek bir yardım yoksa, zaman kaybetmeden, hızla, en son çare olarak tüp bebeğe başvurulmalıdır.

  • Gerçek Olgu örneği  –

    Bn. RA 39 yaşında, 1 aylık evli, şişman, ailede şeker hastalığı öyküsü mevcut, hemen hekime başvuruyor. Adetleri düzenli, eşinin tohum sayımı normal. Yukarıdaki aynı senaryoyla “tren kaçıyor, hemen tüp bebek yapılmalı”, tüp bebek uygulanıyor ve başarısız sonuçlanıyor. Komşusunun önerisiyle geldiğinde yapılan muayene ve incelemesinde insülin rezistansının olduğu saptandı. Sıkı bir diyet ve insülin duyarlılaştırıcı ilaç tedavisi ile 3 ay içinde gebelik oluştu. Beklendiği şekilde gebeliği sürecinde “gebelik şeker hastalığı” gelişti. Yakın takiple sağlıklı bebek doğumu gerçekleştirildi.  

    Bu örnek de gösteriyor ki, başarının sırrı tüp bebek yaptırmak değil, gebe kalmayı engelleyen nedenin bulunması ve tedavisidir.

 

  • ÜÇ YILDIR GEBE KALAMIYORUM. 28 YAŞINDAYIM VE ADET KANAMALARIM DA DÜZENLİ. EŞİMİN TOHUM SAYIMININ DÜŞÜK OLDUĞU SÖYLENEREK HEMEN TÜP BEBEK TEDAVİSİ ÖNERİLDİ. BU YAKLAŞIM DOĞRU MUDUR?Belki doğru, belki de değil. Öncelikle eşinizin sperm hücrelerinin ne kadar bozuk olduğu, sorunun kalıcı olup olmadığı araştırılmalıdır. Erkeğin fizyolojisi gereği, tohum hücreleri testislerinde (erkek yumurtalıkları) yapıldıktan ancak 2-3 ay sonra menide kendisini gösterir. Dolayısıyla o gün laboratuarda sayılan tohum aslında 2-3 aydır erkek vücudunda beklemekte olan eski “üretim”dir. O dönemde erkeğin geçirmiş olabileceği ateşli bir hastalık, kullandığı bir ilaç, yaşadığı ağır bir stres, bugünkü tohum sorununun nedeni olabilir ve bu durum geçicidir. Bu nedenle hiçbir zaman erkeğin tek bir tohum sayımı ile karar verilemez. Ayrıca tohum üretimi sabit değil, değişkendir, dalgalanır. Tesadüfen yapılan tek sayım, üretim dalgasının düşük olduğu bir döneme rastlamış olabilir. Bütün bu nedenlerle, en az 3 hafta aralıklarla, en az 2 veya 3 tohum sayımının ortalamasına göre karar verilir. Erkeğin üretkenliğini gösteren en iyi ölçüt, menisindeki toplam, hareketli sperm sayımıdır. Ne tek bir örnekte tek başına sayı, ne hareketlilik, ne de şekil bozukluğu, sorun olup olmadığını belirler. Çoğu hekim, sadece sperm şekillerinin normal olanlarının oranının %4 altında olmasını veya DNA fragmantasyon oranının yüksek olmasını, tüp bebek için gerekçe kabul eder. Oysa şekil olarak %1 normal bir sperm örneği ya da yüksek DNA fragmantasyonu gösteren sperm örnekleri bile çok rahatlıkla, normal cinsel ilişkiyle, tedavisiz gebeliğe ulaştırabilir. Pek çok çocuk sahibi olan erkeğin geriye dönük incelemelerinde bu tip sorunlar gösterilmiş ancak hiç birisinde gebeliği engellememiştir. Babaların çoğunun bu “sorun”ların olduğundan haberi bile yoktur.

    Gerçekten kalıcı bir erkek tohum sorunu saptansa bile bunun çözümü hemen tüp bebeğe gitmek olmayabilir. Mutlaka bu soruna yol açabilecek nedenlerin erkeğin fizik muayenesi, testislerinin ultrasonu ve kan hormon değerleriyle incelenmesi, gerekirse genetik incelemesinin yapılması, erkeğin tedavisi ile sperm sorununun düzeltilmesinin yollarının araştırılması gerekir. Erkeğin cerrahi yöntemlerle ve ilaçlarla tedavisi mümkün olabilir. Tüp bebek, yine en son çare olmalıdır.

    TIP BİLİMİNDE LABORATUAR BULGULARI DEĞİL, KLİNİK SORUNUN YANİ HASTANIN TEDAVİSİ,  ESAS OLANDIR VE BAŞARIYA ULAŞTIRIR.

 

  • SAĞLIKLI, 28 YAŞINDA GENÇ BİR KADINIM. ŞİMDİYE KADAR HİÇ BİR ÖNEMLİ HASTALIK GEÇİRMEDİM. HAYATIMDA İLK DEFA DOKTORA GEBE KALAMADIĞIM İÇİN BAŞVURDUM. DOKTOR MUAYENE BİLE YAPMADAN ULTRASONA  ALDI VE YUMURTALIĞIMIN BİRİSİNDE ÇİKOLATA KİSTİMİN  OLDUĞUNU SÖYLEDİ. BANA YA AMELİYAT YA DA TÜP BEBEK ÖNERDİ. ŞOKTAYIM. İNANAMIYORUM, İNANMAK İSTEMİYORUM. BENİM AMELİYAT VEYA TÜP BEBEK YAPILMADAN ÇOCUK SAHİBİ OLMAM MÜMKÜN DEĞİL MİDİR?Psikolojik durumunuzun depresif olması bile gebelik şansınızı azaltabilir. Soğukkanlılıkla ikinci, hatta üçüncü bir hekimden görüş alın. Öncelikle çikolata kisti bir hastalık değil, bir bulgudur ve daha önce de yazdığım gibi, biz laboratuar bulgusunu (ultrason bir laboratuar bulgusudur) değil, hastanın kendisini, yani sorunu tedavi ediyoruz.  Sorun gebe kalamamanızdır. Kistten şimdiye kadar haberiniz bile yoktu.

    Çikolata kisti, yanlış şekilde endometriosis hastalığı ile eş anlamlı kabul edilir. Oysa içine kanayan her yumurtalık kisti, çikolata kisti gibi görünür. Özellikle, ultrason adet kanamasından hemen sonra yapılmazsa bu tip basit kistlere her zaman rastlanılabilir. Bunlar kendiliğinden oluşup kaybolan basit kistlerdir. Hiçbir anlam ifade etmezler. Bir adet, en fazla 2 adet sonrası, hemen adet bitiminde tekrarlanan ultrasonlarda bu kistlerin çoğunun kendiliğinden kaybolduğu gözlenir.

    Varsayalım ki, 2 adet sonrası da kaybolmayan bir çikolata kistiniz var. Bu durumda gerçekten “endometriosis” hastalığınız olabilir. Endometriosis, normalde her adet kanaması ile kanla birlikte dışarı atılan rahim içi zarın, olmaması gereken yerlerde, örneğin yumurtalıklar içinde, karın zarında, tüplerde bulunması durumuna verilen isimdir. Her ay dışarıya kanadığınız gibi, içerdeki odaklardan da karın içine sızıntı şeklinde kanama olur ve bu da yapışıklıklara yol açabilir. Varsın endometriosis olsun. Bazı kadınlarda şiddetli adet ağrısına, cinsel ilişkide ağrıya neden olabilir. Bazen ise sizde olduğu gibi hiçbir şikayet de yapmayabilir.  Çoğu kadının endometriosis hastalığı olduğundan haberi  bile yoktur. Defalarca kendiliğinden gebe kalır. Demek ki  her hastada gebe kalmayı engellemesi de şart değildir. O halde kist var diye hemen ameliyat ya da tüp bebek gerekmiyor. Sanki hiç yumurtalık kistiniz yokmuş gibi, eşinizin tohum sayımlarına, sizin yumurtlama ve hormon fonksiyonlarınıza ve kanallarınızın açık olup olmadığına bakılmalı ve bunlardan herhangi bir ya da ikisinde sorun varsa bulunan engellerin tedavisinin yapılması gerekir. Basit bir tedavi ile gebe kalmanız sizi şaşırtmamalı..

    Varsayalım ki tüm testler normal çıktı ya da bulunan engeller ortadan kaldırıldığı halde gebe kalamadınız. Bu durumda gebe kalamama nedeniniz gerçekten endometriosis olabilir veya çiftlerin %10’unda olduğu gibi, görünür bir sebep olmadığı halde gebe kalamıyorsunuz. Şimdi önünüzde gerçekten 2 seçenek var. Ya endometriosis hastalığınızın gebeliği engellediği varsayımıyla cerrahi olarak tedavi edilmesi, ya da kisti yerinde bırakıp tüp bebek tedavisine gitmek..

    Verilecek kararı etkileyecek bazı faktörlerin dikkate alınması gerekir. Yaşınız gençse, bol miktarda yumurta hücrelerine sahipseniz, kistiniz tek taraflı ve büyükse, gebe kalamama süreniz çok uzun değilse (3 sene ya da daha kısa), laparoskopik olarak kistinizin ve içerde olması olası diğer endometriosis odaklarının temizlenmesi (deneyimli bir uzman tarafından, sağlam yumurtalık dokusunu zedelemeden) ve gebe kalma şansınızın en yüksek olduğu, ameliyattan sonraki  ilk 6 ayın düzenli cinsel ilişkiyle değerlendirilmesidir. Yanlış olarak, verilecek adetleri durduran ilaç tedavilerini  kesinlikle kullanmayınız çünkü şansınızın en yüksek olduğu aylar boş yere harcanmış olur.

    Aksine yaşınız 35’in üzerinde, kistiniz küçük ya da iki taraflı ise, gebe kalamama süreniz uzun, önceden yumurtalık ameliyatı olmuş, yumurta sayınız zaten azalmış, başka gebe kalamama nedenleriniz de mevcutsa hiç ameliyat olmadan tüp bebeğe gitmeniz öncelenmelidir.

    HER ÇİFT DİĞERİNDEN FARKLIDIR. BENZER SORUNLARI OLABİLİR AMA HİÇ BİR ZAMAN AYNI DEĞİLDİR. TEDAVİDE KALIPLAŞMIŞ BİR ŞABLON YOKTUR. YÖNETİM BİREYSELLEŞTİRİLMELİDİR.

 

  • Gerçek Olgu örneği  –

    AA, 35 yaşında, çocuk sahibi olma arzusu ile başvurdu. Adet ağrıları nedeniyle 18 yaşında yumurtalıkta çikolata kisti tanısıyla ilk ameliyatını olmuş. Ağrıları devam etmiş, 23 yaşında evlenmiş ve ilk muayenede tekrar bir çikolata kisti bulunarak “gebe kalabilmesi için ameliyat olması gerektiği” gerekçesiyle ikinci ameliyatını geçirmiş. Gebe kalamayınca tüp bebek tedavisi görüp sonuç alınamayınca ve ağrılarının daha da artmasıyla çocuk sahibi olmaktan vazgeçip ağrısıyla baş etmeye çalışmış, 4 yıl sürekli doğum kontrol hapı kullanmış, nihayet gittiği yeni bir doktorun tekrar ameliyat önerisiyle üçüncü defa yumurtalık kisti geçiren hastanın tekrar çocuk isteği ile başvurusunda yumurtalık rezervi (geride kalan yumurta sayısı) neredeyse tükenmiş (AMH kan değeri 0,25), kendisine gebelik şansının çok düşük olduğu söylenerek mecburen ve kendi arzusuyla bir kere daha tüp bebek şansı verilmiş ancak yeterli sayıda yumurta olgunlaştırılamadığı için tedavisi iptal edilmiştir. Bu hastamız yapılan ameliyatlar nedeniyle gebe kalma şansını kaybetmiş örneklerden birisidir.

    YUMURTALIK KİSTLERİ ÇOCUK İSTEYEN GENÇ KADINLARDA ÇOK GEREKMEDİKCE ÇIKARILMAMALIDIR. HER BİR AMELİYAT, BİR ÇOK YUMURTA KAYBINA YOL AÇMAKTADIR. ENDOMETRİOSİS KİSTLERİ (ÇİKOLATA KİSTLERİ) ÖSTROJENLE BESLENİR VE ADET GÖRÜLDÜĞÜ SÜRECE TEKRARLAMA RİSKİ TAŞIR. BU YÜZDEN HASTAMIZ 3 KERE AMELİYAT EDİLEREK YUMURTA HÜCRELERİNİN HER SEFERİNDE EKSİLMESİYLE SONUÇTA ÜREME KAPASİTESİNİ TAMAMEN KAYBETMİŞTİR. GENÇ KADINLARDA ENDOMETRİOSİS, ÇOK GEREKMEDİKÇE CERRAHİ TEDAVİ İLE DEĞİL, İLAÇ TEDAVİSİYLE YÖNETİLMELİDİR. AMELİYAT YAPILACAKSA DA DENEYİMLİ BİR KISIRLIK UZMANI TARAFINDAN DOKULARA SAYGI GÖSTERİLEREK GERÇEKLEŞTİRİLMELİDİR.

 

  • KONTROL İÇİN GİTTİĞİM DOKTOR, MYOMLARIMIN OLDUĞUNU SÖYLEDİ. ÖNCEDEN DE 3 CM. BİR MYOM OLDUĞU SÖYLENMİŞTİ.  BU DEFA 5 CM. OLMUŞ. HER HANGİ BİR ŞİKAYETİM YOK. DOKTORUM SENELİK KONTROLLARA GELMEMİ SÖYLEDİ. ETRAFIMDA MYOM NEDENİYLE AMELİYAT OLAN ÇOK ARKADAŞIM VAR. BİRAZ TEDİRGİN OLDUM.  SİZCE AMELİYAT OLMALI MIYIM?Doktorunuz çok doğru söylemiş. Aşırı kanaması, ağrısı, idrar yapma ve dışkılama sorunu olmayan kadınların myomlarının alınmasına gerek yoktur. Her myomu alsak, her 2-3 kadından birisini ameliyat etmek gerekir. Myomlar rahim adelesinden köken alan iyi huylu tümörlerdir. Çok yavaş büyürler. Çoğu zaman sizde olduğu gibi hiçbir sorun yaratmazlar. Adetler devam ettiği sürece salgılanan östrojen ile beslenir ve yavaş yavaş büyürler. Menopozla birlikte artık büyümeleri durur ve öylece, zararsız şekilde kalırlar. Nadiren hızlı büyüyerek veya menopozdan sonra beklenmedik şekilde yumuşayıp irileşirler, bu durumda huy değiştirme ve kötüleşme olasılığı vardır. O zaman ameliyat gerekir. Özetle, sadece 6-12 ayda bir kontrolunuz yeterlidir.

 

  • ÇOCUĞUM OLMADIĞI İÇİN ARAŞTIRILDIĞIMDA RAHİMDE URLARIMIN (MYOM) OLDUĞU  SAPTANDI. GEBE KALAMAMA NEDENİM MYOMLAR OLABİLİR Mİ? AMELİYAT OLMALI MIYIM?Myomlar, çok büyük / çok sayıda / rahim boşluğunda veya tüpleri ya da rahim ağzını tıkayacak şekilde olmadıkça gebeliği engellemez. Nadiren sorun yaratırlar ve ameliyat gerektirirler. Gebelik süresince hızla büyüyebilir ve ağrı yapabilirler ama yukardaki koşullar oluşmadıkça bir sorun çıkarmazlar. Kısaca, her bir hasta için ayrı karar vermek gerekir. Lüzumsuz yere ameliyat yapılırsa yapışıklıklara yol açarak, bu defa ameliyatın kendisi gebelik şansını azaltabilir.
    GENÇ KADINLARDA KADINLIK ORGANLARIYLA İLGİLİ AMELİYAT ÖNERİLDİĞİNDE, HEMEN KARAR VERMEYİN. İKİNCİ HATTA ÜÇÜNCÜ BİR UZMANA DANIŞIN.