TEKRARLAYAN  ERKEN  GEBELİK  KAYIPLARI

Gebeliğin ilk 3 ayı içindeki düşüklerin yarıdan fazlası embryonun genetik olarak anormal olmasındandır ve mevcut teknolojiyle örneğin gen mühendisliği ile anormalliğin düzeltilmesi ve gebeliğin devam ettirilmesi mümkün değildir. Her gebenin ilk aylarda gebeliği kaybetme olasılığı yüzde 10-15 kadardır. Kadın yaşı arttıkça bu risk artar örneğin 40 yaşındaki bir gebenin düşük yapma olasılığı yüzde 50’dir. Bunu önlemek mümkün değildir çünkü vücut sağlıklı olmayan bir gebeliği reddetmektedir. Hekiminizin bir gebelik kaybından sonra denemeye devam edin söylemi sanki tıp biliminin çaresizliğini düşündürürse de sonraki gebeliklerden en az birisinin normal genetiğe sahip olup sağlıklı bir bebek doğumuyla sonuçlanması hayatın doğal akışına uygundur. Öte yandan tekrar tekrar düşükle sonuçlanan gebeliklerde (2, 3 veya daha fazlası) ya anne babadan aktarılan bir genetik sorun sağlıksız bebeğe yansıyor ya da aslında normal gebelikler, tedavi edilebilir nedenlerle düşmektedir. Özetle, öyküde belirgin bir ipucu yoksa ilk erken düşükten sonra değilse de düşüğün tekrarlaması halinde ikinci  düşüğü takiben ayrıntılı araştırmaların başlatılması ve bulunan nedeni tedavi ettikten sonra tekrar gebeliğe izin verilmesi önerilen yönetim planıdır.

Yaşam tarzı değişiklikleri

Aşırı kilo veya zayıflık, sağlıksız beslenme, sigara, alkol, kafein tüketimi düşük olasılığınI artırır. Eksikliği halinde D vitamini, 12 haftaya kadar her gebeye günde 400 mg folik asid önerilir. Antioksidanlar, multivitamin ve benzeri destek ürünleri sadece kesenize zarar verir. Erkek sperm hücre DNA hasarını azaltıcı girişimlerin etkinliğini gösteren sağlam kanıt  yoktur.

Subklinik hipotroidi, troid otoantikor varlığı düşük olasılığını artırır. Her ne kadar bütün toplumun troid fonksiyonları açısından taranması önerilmiyorsa da tanı konulmuş olgularda gebelik süresinde TSH değerinin 2,5 mIU/ml altında tutulacak şekilde troid hormon tedavisi önerilmektedir.

Gebelik hormonu olan progesteronun her düşük riski olan hatta düşük olmaması için her gebe kadına verilmesi önerisi tarihsel bir ezber ve hatadır. Erken gebelikte lekelenmesi yani düşük tehlikesi olan kadınların büyük çoğunluğunda gebelik başarıyla devam eder ve sağlıklı, canlı bebek doğumuyla sonuçlanır. Hal böyle olunca, “bir şeyler yapmış olma” güdüsü, “ben vermesem diğer doktor verecek” kandırmacası, günlük pratikte doğum hekimlerinin progesteronu yaygın şekilde reçetelemesi sonucunu doğurmaktadır. Oysa erken düşükler gebeliğin sağlıklı olmamasından kaynaklanır ve gebe kadın pamuklar içinde hiç hareketsiz yatırılıp tonla progesteron yüklense bile gebelik yine düşer, hormon verildiği için sadece gebeliğin sonlanması geciktirilmiş olur. Gebelik zaten başlangıçta sağlıklı ise, bırakın progesterone yüklenmesini lafın gelişi “ip atlasa” gebelik sağlıklı şekilde devam eder. Bilimsel verilere göre, sadece geçmişte 3 veya daha fazla düşük olmuşsa ve mevcut gebelikte de kanama varsa günde 2 defa 400 mg mikronize progesteron tedavisinin vajinal yönden 16. haftanın sonuna kadar verilmesi yararlı olabilir.

Adet gecikmeleri, anormal kıllanma ve insulin direnci bulguları ile bilinen polikistik over sendromu olan kadınların gebelikte arttığı gösterilmiş, düşük ve erken doğum tehlikesinin  önceden metformin tedavisi ile gebeliğin sağlanması durumunda ortadan kalktığı gösterilmiştir.  

Düşük yapmış olan kadınlarda yeni gebelikte yaygın şekilde aspirin ve kan sulandırıcı iğne verilmesi alışkanlığı da aynen progesteron verme alışkanlığı gibi yanlış ve ezberlenmiş bir retoriktir. Trombofili yani pıhtılaşmaya yol açan ciddi genetik geçişli mutasyonlarda zaten gebelik nedeniyle fizyolojik olarak artan pıhtılaşmaya eyilim de dikkate alındığında gebelik süresince ve sonrasında kan sulandırıcı verilmesi genel bir tıbbi kuraldır. Bundan bağımsız olarak ultrasonda tamamen sağlıklı görülen gebeliklerin ilk 3 ayın sonlarında kalp atımlarının aniden kaybedilmesi durumunda saptanan belirgin trombofili ve antifosfolipid sendromu olgularında  aspirin ve kan sulandırıcı iğnelerin kullanılması gebeliklerin sağlıklı şekilde devam etmesinde yararlı olduğu bilinmektedir. Hasta seçimi, doğru tanı ve tedavi burada çok önemlidir.

Bazı seçilmiş doğuştan rahim şekil bozukluklarında ileri gebelik haftalarında düşük ve erken doğum riski artar ve bir sonraki gebelikten once cerrahi girişim ile rahim şeklinin düzeltilmesi gerekebilir. Benzer şekilde rahim ağzı yetmezliği, ileri gebelik haftalarında ağrısız su gelmesi ve bebeğin erken doğumu ile sonuçlanabilir. Tedavisi gebe iken rahim ağzına dikiş atılmasıdır.

Myom, polip, yapışıklık gibi rahim hastalıklarıyla düşükler arasındaki ilişki ve tedavi gereği, her olgu için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. 

20.12.2025

Prof. Dr. Kutay Biberoğlu

Ankara

TEKRARLAYAN ERKEN GEBELİK KAYIPLARI | Prof. Dr. Kutay Biberoğlu