AMERİKA’DAN TÜRKİYE’YE BİLİMİN VE SAĞLIĞIN SİYASİLEŞTİRİLMESİ

AMERİKA’DAN TÜRKİYE’YE BİLİMİN VE SAĞLIĞIN SİYASİLEŞTİRİLMESİ

Bilimde çıkar çatışmaları her toplumda özellikle eğitimsiz toplumlarda görülür. Sağlıkta koruyucu hekimlik politikaları ne denli başarılı ise hastalıkların tedavisine yapılacak yatırım da o kadar az olur. Bu durum ise kazancı önceleyen endüstriyi rahatsız eder çünkü hastalık olduktan sonraki tanı ve tedavi firmalara daha çok para kazandırır.

Kar amacı, bilimde yanlış bilgiyi yaymaya, olumsuz verilerin gizlenmesine yol açar.

ABD Başkanı Donald J. Trump dönemlerinde, halk sağlığı ve bilimsel dürüstlük kavramları yıpranmıştır. Bilimsel fonlarından milyarlarca dolar kesilmiş, araştırmalar sonlandırılmıştır. İdeolojik nedenlerle kanıta dayalı veriler gizlenmiş, halk sağlığı veri setleri kaldırılmıştır. Binlerce federal sağlık kurumu çalışanı (FDA – gıda ve ilaç denetleme kurumu dahil) işten çıkarılmıştır.

Aşılamada danışmanlık yapan “CDC”nin 17 üyesi işten atılmış, yerlerine ideolojik uygunlar yerleştirilmiştir. ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr, aşıların etkinliğini sorgulamış, sonuçta kızamığın toplumda patlamasına neden olmuştur. Başkan Trump’ın COVID hastalarına antiseptik içmelerini önermesi hatırımızdadır.

10 Kasım 2025 tarihinde önceden üyeleri değiştirilmiş FDA –endüstri ve siyasetin baskısı ile menopoz sonrası hormon tedavisi ile ilgili yan etki uyarılarını (Black Box) kaldırdı. Türkiye’de bu durum sanki menopoz hormon tedavisi yeni bulunmuş gibi yansıtıldı.Bu konudaki görüşlerimi 13 Kasım 2025 videomda anlatmıştım.

Bizde durum nedir? Cumhurbaşkanının üniversite rektörlerini bile seçmesi, ideolojik atamalar, hukukun siyasileştirilmesi, “Sağlıkta Dönüşüm” ile hasta garantili hantal şehir hastaneleri kurma ve sağlık hizmetinde performans politikaları insan sağlığını rant kaynağı yaptı. Alternatif tıp gibi ayrışmalar ortaya çıktı, aşı karşıtlığı hortladı. Koruyucu tıp yerine hastalıkların olduktan sonra tedavi önceleyen siyasi tercihler, hekimleri “sağlık kölesi”, hastaları “müşteri” konumuna indirgemişlerdir. Sorun üniversaldir. Günü kurtarmak değil uzun vadeli düşünmek bilim, demokrasi, toplumsal barış ve ekonomik bağımsızlık için elzemdir.    

Prof. Dr. Kutay Biberoğlu

19.11.2025

Ankara